Wednesday, February 28, 2007

Saç Nakli Nedir

Saç Nakli Nedir?
Saç nakli, saçın başın arka bölgesinden alınıp saç kaybı olan bölgeye nakledilmesi operasyonudur. Donor dominant (baskın verici) olarak adlandırılan başın yan ve arka bölgelerindeki saçlar hayat boyu uzamaya devam eder ve dökülmezler. Bu saçların saçsız bölgeye nakledilmesi uzama veya dökülmeme yeteneklerini değiştirmez. Diğer bir tanımlama ile saç köklerinin dökülmesi veya dökülmemesi bulunduğu yerin özelliğine bağlı değil tamamen kendi genetik özelliğine bağlıdır. Donor dominansı veya baskın vericilik, saç naklindeki başarıyı sağlayan bilimsel temeldir.

Saç nakli cerrahisine uygun adaylar, başının yan ve arka bölgelerinde yeterli miktarda saç olan kişilerdir. Modern tekniklerin saç nakli cerrahisini geliştirmesi ile birçok erkek geçmişte saç nakli cerrahisine uygun aday değilken bugün uygun aday haline gelmiştir. Geçtiğimiz on yıl içinde saç nakli cerrahisi önemli gelişmeler kaydetmiştir. Büyük graftların kullanımı ile oluşturulan doğal olmayan görüntüler yerlerini, küçük boyuttaki graftların kullanımı ile doğal görünümlere bıraktı. Değişebilen ölçülerdeki graftlar ile birlikte gelişen yeni aletlerin kullanımı, saç nakli uzmanlarına her kişiye uygun doğal saç görünümünü gerçekleştirme olanağını sağladı. Tek saç içeren graftlar en iyi ve en yumuşak görünüme sahiptir. Çok fazla yoğunluk sağlamamalarına rağmen inceden kalına doğru bir geçiş sağlarlar. Saçı dökülmemiş bir kişinin saçı incelenirse alnın en ön kısmında çok sayıda tek saç görülür.
Mikrograftlar 2-3 saç içeren küçük graftlardır ve saç çizgisinin arkasına yerleştirilerek yoğunluğu yavaşça arttırırlar. Minigraftlar 4 ya da daha fazla saç içerirler ve saç çizgisinin arkasına yerleştirilerek saç çizgisine yerleştirilen mikrograftlardan daha büyük graft olan minigraftlara doğru doğal bir yoğunlaşma elde edilir. Foliküler ünite kavramı, daha önceden tanımlanmış bir kavram olmasına karşın son 5-6 yıldır saç naklinde elde edilen başarıda anahtar rol oynamıştır. Saç sınırlarındaki saçlar haricindeki saçlar, genellikle tek olarak bulunmayıp, foliküler ünite olarak adlandırılan gruplar halinde bulunurlar. Foliküler ünite olarak adlandırılan bu saç gruplarında 1 ila 4 adet terminal (normal erişkin) saç, 1-2 adet vellus (tüy) saç bulunur. Bu saçlar, perifolikulum adı verilen bir bağ doku bandı ile sarılmış olarak birarada foliküler üniteyi oluştururlar. Bu ünite içerisindeki 2-3 saç sıklıkla ortak bir kanal içerisinde uzanarak tek bir folikül deliğinden dışarı çıkarlar. Saç naklinde graftların foliküler üniteler halinde hazırlanarak nakledilmesi ile özellikle doğal görünüm açısından büyük bir başarı elde edilmiştir. Foliküler ünite nakli ile diğer graftların nakli karşılaştırıldığında foliküler ünite nakli lehinde birçok avantaj vardır. Bunlardan bazıları; saçlı derinin doğal yapısının daha fazla korunması, iyileşme sürecindeki bağdoku oluşumunun daha az olması, cilt yüzeyinde şekil bozukluğu oluşmaması, iyileşme sürecinin daha kısa olması, kan dolaşımı ve oksijen dağılımının daha iyi olması ve de en önemlisi nakledilen saçların birbirine çok daha yakın ve çok fazla sayıda nakledilebilmesidir. Infeksiyon, kanama, saç büyümemesi, kist oluşumu ve yara izi gibi saç naklinin istenmeyen yan etkileri oldukça nadir görülür. Modern saç nakli cerrahisi rahat ve kolaydır, sonuçları ise mükemmeldir. Ömür boyu devam edebilen bir süreç olan saç dökülmesi erkeklerin çoğunda (erkeklik hormonlarından dolayı) 40-45 yaşına kadar oluşur. Bu yaştan sonraki yaşlanma sürecinde kafada bulunan tüm saçlar incelir. Modern teknikler ile daha fazla sayıda saç nakli daha az sayıda işlem ile gerçekleştirilebilmektedir.

Saç Dökülmesinin Nedenleri

Saç Dökülmesinin Nedenleri
Saç dökülmesinin çok çeşitli nedenleri vardır. Bunlar azalan sıklıkla aşağıdaki gibidir;
Erkek tipi saç dökülmesi (Androgenetik allopesi) Bu saç dökülmesi tipinin sıklığı tam olarak kaydedilmemekle beraber beyaz ırktaki insanlarda sıklığı %100'e yaklaşmaktadır. Sitemizde erkek tipi saç dökülmesi ile ilgili bütün genel bilgileri bulabileceksiniz.
Diffüz alopesi - Diffüz alopesi, bütün kafa derisi üzerinde yayılan jeneralize veya global saç dökülmesidir. Ciddi boyutlarda saç kaybı olana kadar genellikle farkedilmez. Diffüz alopesinin gidişatı değişkendir ve nedene bağlı olarak devamlı veya dönem dönem artan şekilde olmaktadır.
Alopecia areata - alopecia areata belirti vermeden sınırları belirgin küçük dairesel yamalar şeklinde ortaya çıkar. Bazen de bütün kafa derisindeki saçın, hatta bütün vücuttaki kılların kaybıyla seyreder. Bunların dışında yara dokusu oluşturmayan, geri dönüşümlü, ve yaş, cinsiyet ve ırk tercihi olmayan bir hastalık olarak tanımlanır.
Sikatrisiyel alopesi - Sikatsiriyel alopesi saç foliküllerinin kalıcı yıkımından ve fibrozisinden (yara dokusu oluşumu) kaynaklanmaktadır. Genellikle dairesel şekilde oluşurken, yaygın bir şekilde de olabilir.
Travmatik alopesi - Traksiyon (çekmeye bağlı) veya travmatik alopesiler çeşitli tipteki fiziksel ve kimyasal yaralanmalardan kaynaklanır ve akut veya kronik olabilir.
İnfeksiyonlar ve infestasyonlar - Buradaki saç kaybı çeşitli mikroorganizmalar (mantarlar, bakteriler veya virüsler) ve bitler tarafından doğrudan veya dolaylı olarak saçın gövdesinin yıkılması veya saç foliküllerinin işlevlerinin bozulmasına bağlıdır. Bu tipteki saç dökülmesi spesifik olarak neden olan ajana göre değerlendirilir.
Alopesiye neden olan saç gövdesi anormallikleri - Saç gövdesinin yapısal anormallikleri dört grupta incelenir: kırıklar, düzensizlikler, kıvırcıklanma veya sarmallaşmalar ve saç gövdesini etkileyen yabancı maddeler.
Herediter ve konjenital alopesi - Bu tip saç dökülmeleri çeşitli kalıtımsal hastalıklardan veya gebelik ve doğuma bağlı hastalık veya komplikasyonlardan kaynaklanmaktadır.
Çeşitli nedenlere bağlı alopesi - Sedef hastalığı gibi çeşitli kronik cilt hastalıkları saçlı deriyi de tutabilir.
Bunların dışındaki diğer saç dökülmesi tipleri genelde geçicidir ve çeşitli faktörler tarafından oluşur. Bunlara örnek olarak stres , troid bozuklukları, çinko ve demir eksiklikleri, infeksiyonlar, genel anastezi ile ameliyat, diyabet, aşırı doz A vitamini, başta kemoterapi olmak üzere çeşitli ilaçlarla yapılan tedaviler verilebilir. Saç dökülme tipinizi belirleyecek en doğru kişi bir cilt hastalıkları uzmanıdır. Bu teşhise göre de saç dökülmesinin tedavisi değişecektir.* " Buradaki sıralama dermatoloji kliniğinde yapılan değerlendirmedir.

Saça Dair

SAÇA DAİR...İnsanları birbirinden ayırdeden çok çeşitli karakteristik özellikler vardır. Saç bu karakteristik özellikler içinde en çok çeşitlilik gösteren yapılardan bir tanesidir. Rengi, şekli, uzunluğu kişiden kişiye farklıdır. Tüm bu doğal çeşitliliğinin dışında insanlar, kendi zevk ve beğenileri doğrultusunda saçlarının görüntüsünü değiştirerek dış görüntülerini tamamlayan bir parçası haline getirirler. Saçın bireyler için ne kadar önemli olduğu yüz yıllardan beri değişen saç şekillerinde de anlaşılmaktadır. Genellikle saç ve gençlik bir arada düşünülen kavramlardır. Buna karşılık erkeklerdeki saç dökülmesi ise daha çok bir olgunluk, bilgelik belirtisi olarak algılanmıştır. Buna göre herkes saç dökülmesinin önemini kendisi için karar vermelidir. Sizin için saç dökülmesi önemli ise ve kaybetmekten hoşlanmıyorsanız bu sayfalarda aradığınızı bulabilirsiniz. Saç Nelerden Yapılmıştır?Saç bir çeşit keratin içerir ve üç farklı tabakadan oluşur: kütikül, korteks ve medulla. Kütikül dış tabakadaki koruyucu bölümdür ve birbirinin üzerini örten kiremite benzer hücrelerin oluşturduğu bir çok tabakadan oluşur. Saçın büyük bir bölümünü korteks oluşturur. Saçın Rengini ve Yapısını Neler Etkiler? Saçın farklı renk ve tonları melanin pigmentasyonunun bir sonucudur. Saçtaki melanin esas olarak saçın etrafındaki melanositler tarafından üretilir. Saç, yaşla birlikte grileşir. Ancak gerçek gri saçlar ileri yaşlara kadar ender görülür; sıklıkla gri saçlar adı verilen saç, beyaz ve pigmentli saçın bir karışımıdır. Grileşmenin erken aşamalarında ani bir pigmentasyon kaybı oluştuğu düşünülmektedir. Farklı ırklara mensup insanların saçlarının kesitsel görünümünde de farklılıklar olabilir. Beyaz ırktan insanların saç kesiti ovaldir ve saçları kıvırcıklaşma eğilimi gösterir. Afrika ve Karayiplerdeki insanların saç kesiti yassıdır ve saç telleri birbirine dolaşıktır; Asyalı ırklarınki ise genellikle yuvarlak ve düzdür. Saç DöngüsüSaçın yaşam döngüsü 3 fazdan oluşmaktadır: Anajen (aktif büyüme), katejen (geçiş) ve telojen (dinlenme). Anajen faz yaklaşık olarak 1000 gün, katejen faz birkaç hafta ve telojen faz da yaklaşık olarak 100 gün sürer. Herhangi bir zamanda saçların %5-10'u telojen fazdadır. Kafa derisindeki binlerce farklı saç folikülü herhangi bir zamanda farklı aşamalarda bulunur.
Anajen Safha Saç folikülü ve saç teli kesiti
Katajen Safha
Telojen Safha Anajen safha tekrar baslar ve saç folikülünden yeni saç teli büyümeye baslar.
Saç her ay ortalama 1 cm kadar olmak üzere 2-6 sene boyunca sürekli büyür ve sonra 2-4 hafta boyunca büyümeyi durdurur. Bu süreden sonra saç dökülür, normalde her gün ortalama 100 saç dökülmektedir. Saç döngüsü çok yavaş bir süre olduğu için herhangi bir tedavinin yararının görülmesi zaman gerektirir.

Saç ile ilgili sorular cevaplar

Saçım için nasıl bir fırça/tarak kullanmalıyım ?
Fırça seçimi yapılırken dikkatli olunmalıdır. Naylon fırçalar statik elektrik yaratarak saçınızın kırılmasına neden olur. Genellikle sert kıllı fırçaların kullanılması tavsiye edilir. Tarak kullanırken de, ıslak saçta geniş dişli taraklar tercih edilmelidir.

Saçları sık sık fırçalamak saç büyümesini destekler mi ?
Hayır. Saçınızı sık fırçalamayınız. Gereğinden fazla fırçalama saça zarar verir.

Saçımı ne sıklıkta yıkamalıyım ?
Saçınızı haftada en az 2-3 kere yıkamalısınız. Böylece saçta oluşan yağ, kir ve ölü deri hücreleri saçınızdan temizlenmiş olur.

Saç kremleri saçımı nasıl etkiler ?
Saçınızın kolay şekil alabilmesini sağlamak için krem kullanmanız tavsiye edilir.

Saç kurutma makinaları saçıma zarar verir mi ?
Mümkünse saçınızı kendi halinde kurumasını sağlayın. El tipi saç kurutma cihazları doğru kullanıldığı takdirde saça pek zarar vermez.

Saçım için ne tip boya kullanmalıyım ?
Saç köküne daha az zarar vermeleri nedeniyle, geçici boyaları tercih ediniz. Saçı beyazlatması ve keratin proteinlerine zarar vermesi açısından saçda kalıcı boyaların sık kullanılmaması tavsiye edilir.

Saç Ekimi Tedavisine Ne zaman Başlanmalı

Saç Ekimi Tedavisine Ne zaman Başlanmalı
Saçınızı kaybetmekte olduğunuzu düşünüyorsanız yanda gösterilen sınıflandırma skalasında kendinizi değerlendirebilirsiniz. Saçınızdaki dökülme henüz 6. dereceye gelmediyse hala birşeyler yapmak için şansınız var demektir. Eğer saçınızdaki dökülme 6. derece ya da gecmişse cerrahi yöntemler sizin için çözüm olabilir. Saç tipinizin belirlenmesi ve buna en uygun tedavinin seçilmesinde bir cilt doktoru size yardımcı olacaktır. Harekete geçmek için kendinize sorabileceğiniz bir kaç soru;
Saçı dökülmesi olan yakınlarınız var mı? (anne/baba, büyükbaba, amca,dayı, erkek kardeş vb.)
Bu yakınlarınız, yaşlarının erken dönemlerinde mi bu sorunla karşılaştılar?
Saçınızın geleceği konusunda endişeli misiniz?
Eğer bu sorunlardan herhangi birine yanıtınız "evet" ise daha fazla bilgi için merkezimize danışınız.
Ne zaman birşeyler yapılmalı?

Hergün ve uzun zamandan beri 100-200 civarında saçınız dökülüyorsa erkek tipi saç dökülmesinin belirtileri ortaya çıkmıştır. Bu kadar saçınızın döküldüğünü düşünüyorsanız paniğe kapılmadan hemen bir cilt doktoruna danışın.
Saç dökülmesi genellikle sinsice ilerler. Bu yüzden, saçların birden yok olduğunu ve yerine yenisinin çıkmadığını gördüğünüz o kritik anı yakalamanız çok zordur.
¡ Kullandığınız bir çok ilaca ve aldığınız bir çok önleme karşın saç dökülmeniz devam etmiş ise , tekrar saçlarınıza kavuşmanın tek kalıcı yolu saç ekimidir.
¡ Saç dökülmesi iş,özel ve sosyal yaşantınızı, kendinize olan güveninizi olumsuz etkiliyorsa zaman kaybetmeden tedavi sürecine girmelisiniz.
Saç Dökülmesi İle İlgili Neler Yapılıyor?İnsanlar güzel saçlara sahip olmayı gençlik, canlılık ve çekici olmak ile bağdaştırmaktadırlar. Böyle bir görüntüye zayıf saçlı, hatta ve hatta saçların dökülmüş olması hiç de uymamaktadır. Bu yüzden insanlar yüzyıllardan beri saç dökülmesine karşı bir çok denemede bulunmuşlardır. Günümüzde ise erkek tipi saç dökülmesinin nedenleri büyük oranda anlaşılmış ve buna karşı çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bu uygulamalardan bazıları sadece dış görünümü düzeltmek amacıyla kullanılırken, özellikle ilaçla tedavi nedene yönelik tedavi sağlamaktadır. Erkek tipi saç dökülmesinin tedavisini üç ayrı grupta incelemek gerekir.

KadInlarda Saç Dökülmesi

KADINLARDA SAÇ DÖKÜLMESİ
Saç dökülmesi kadınlarda nisbeten sık olarak görülür. Kadınlar, erkeklerde görülen dökülme paterninin tersine; saçlarda yaygın incelmeye sahiptirler. Kadınlarda saç dökülmesi gebelik ve menapoz dönemlerinde artış gösterir. Ayrıca kadınlarda erkeklere göre mevsimsel değişiklik, hormonal değişiklik, tıbbi durumlar ve dış faktörlere bağlı saç dökülmesi daha sık görülmektedir.Kadınlarda görülen saç dökülmesi genel olarak üç kategoriye ayrılabilir.
Lokalize Saç Dökülmesi:- Alopesi Areata: Genetik, otoimmun hastalığa bağlı saç dökülmesi. Ani başlangıçlı yuvarlak, para şeklinde saç kayıpları olur. Lokal kortikosteroid enjeksiyonundan fayda görürler.- Lupus ve Licen Planus: İz bırakarak iyileşen saç dökülmesine neden olurlar. Medikal tedaviye rağmen tekrarlayıcı olabilirler.- Saçlı deride meydana gelen travmaya bağlı olan saç dökülmeleri: Bu hastalar saç transplantasyonundan fayda görürler.
Kadın Tipi Saç Dökülmesi:Kadınlarda görülen bu tip saç dökülmesi erkeklerde görülen dökülmeye benzemektedir. İlerleyen erkek tipi dökülme erkekler arasında yaygın bir oluşumdur ve kadınlar arasında nisbeten az görünen fakat oldukça rastlanılan bir durumdur. Erkeklerde başın tepe bölgesi ön saç çizgisinin geri çekilmesiyle birlikte oluşan erkek tipi saç dökülmesi tipik olarak oluşum gösterirken kadınlarda başın tam tepe bölgesinde seyrek saçlar gözlemlenir. Kadınlar ise saç foliküllerinin genetik programlanmasının sonucu olarak saç seyrekliği tecrübesi yaşarlar; bununla birlikte dikkate değer bir saç dökülmesi tipik olarak menapozdan sonra oluşum gösterir. Kadınlar için bir miktar testosteron ve DHT içeren her iki andogeninde bulunması normaldir. Erkeklerdeki gibi saç dökülmesi görülen bazı kadınlara da DHT - duyarlı genetik saç folikülü miras kalmıştır. Bu kadınların DHT - duyarlı saç folikülleri erkek tipi saç dökülmesinin işaretlerini verirler. Genel olarak başın arka ve kenar bölgesinde daha az seyrelme görülürken, tam tepe noktasında yoğun bir seyrelme vardır. Genetik eğilimli saç dökülmesi görülen kadınlar tipik olarak başlarının tepe noktasında yayılmış DHT - duyarlı foliküllere sahiptirler.Bu hastalar saç ekiminden fayda görürler.
Diffüz ( Yaygın ) Saç Kaybı:Bu 3. kategoride kadınlarda tüm saçlı deriyi etkileyen, saçlarda yaygın bir incelme vardır. Kadınlarda en sık görülen saç kaybı tipi budur. Burada saç dökülmesinden ziyade saç çapında azalmaya bağlı seyreklik vardır. Bunlar saç ekimi için uygun aday değildirler. Çünkü ekim için saçların alınacağı alandaki saçlarda etkilenmiştir.Yaygın saç dökülmesi çok çeşitli nedenlere bağlı olabilir. Öncelikle bu nedenler araştırılmalı ve tedavi bu sonuçlara göre planlanmalıdır. LUDWİNG TİPİ SAÇ DÖKÜLMESİ
T I: Tepe bölgesindeki saçlarda, ön saç çizgisinin 1-3 cm gerisinden başlayan gözle görülür seyrelme
TİP II: Tepe bölgesinde ileri derecede seyrelme
T III: Tümüyle saçsız tepe bölgesi
Kadınlarda erkeklere oranla daha yüksek düzeyde östrojen vardır. Bundan dolayı genetik yatkınlık açısından erkeklere oranla saç kaybından daha az etkilenmektedirler. Menopozla birlikte östrojen düzeylerinin azalması ile kadınları saç dökülmesinin daha fazla farkına varırlar. Tellogen effluvium ve traksyonel Alopesi kadınlarda görülen önemli saç dökülmesi nedenlerindendir.

Kadınların % 19’u, 30 yaşın altındaki erkeklerin % 47’sinde androjenik alopesi görülür.
Görülme sıklığı yaş ile artar.
ERKEK VE KADIN SAÇ DÖKÜLMESİ ARASINDAKİ FARKLAR
Kadınlarda saç dökülmesi erkeklerdekinden daha geç başlar. Erkeklerde yaş ilerledikçe saç dökülmesinin görülme sıklığı artar. Kadınlarda böyle bir artış gözlenmez.
Kadınlardaki saç dökülmesi geniş alanları etkiler. Erkeklerde ise çoğunlukla arka ve yanlardaki saçlar korunur, buna karşılık önler ve tepe bölgeleri açılır.
Kadınlarda çoğunlukla ön saç çizgisi korunur. Erkeklerde ise ergenliğin başlamasıyla birlikte ön saç çizgisinin gerilemesi karakteristiktir.
Erkeklerin % 50’si etkilenirken kadınların % 20’si etkilenmektedir
Erkeklerde testesteron düzeyinin yüksek olduğu onlu yaşların sonunda, yirmili yaşların başında oluşurken, kadın modelinde otuzlu yaşların sonunda başlayıp ellili yaşlarda pik yaparlar.
Androgenetik alopesiye yatkın bayanlara testesteron verilmesi ile çok hızlı saç kaybı oluşur.
Testesteronun DHT’a dönüşümünü bloke eden propecia gibi ilaçlar erkeklerde faydalı olurken, kadınlarda ise sadece lâboratuar olarak androjen hormon artışı kanıtlanmış olanlarda ancak faydalı olabilir.

Erkeklik hormonlarının saçı dökülen erkeklerde daha fazla olduğu varsayımı yanlış bir inanıştan ibarettir.

Erkek Tipi Saç Dökülmesi

Erkek Tipi Saç Dökülmesi
Erkek Tipi Saç Dökülmesi erkeklerdeki en yaygın saç dökülmesi tipidir. Erkek tipi saç dökülmesinde başınızın tepe kısmındaki ve şakaklardaki saçlarınız cılızlaşmaya başlar. Zaman geçtikçe şakaklardaki saçlar daha da geriler, sadece başın ön kısmın ortasında saç kalır ve tepe kısmında giderek daha da kelleşen bir bölge ortaya çıkar. Daha sonra başın ön ve tepe kısımlarında saçların döküldüğü bölgeler yan yana gelir ve başın tepe kısmı iyice kelleşir. En sonunda tek geriye kalan başın yan taraflarında ve arkasında kalan saç sınırıdır. Bu durum, bazı erkeklerde yirmili yaşların başında ortaya çıkar. Erkek tipi saç dökülmesi (androgenetik alopesi) 25 yaşına kadar erkeklerin %25 'ini, 40 yaşına kadar %40'ını, 50 yaşına kadar %50'sini etkileyen ve erkeklerde en sık rastlanan saç dökülmesi tipidir.
GENETİK FAKTÖR : Erkek tipi saç dökülmesi genellikle kalıtımsaldır ve birçok erkek için gerçek bir endişe kaynağıdır. Erkek bu özelliği annesinin ve babasının soy ağacındaki bireylerden alır. Eğer genetik olarak saçınızı kaybetmeye programlandıysanız ve saç kaybınız için hiçbir şey yapamıyorsanız uzun dönemde saçınızı koruma şansınız çok azdır. Erkek tipi saç dökülmesi normal saç döngüsünün dışında bir durumdur. Androgenetik alopesi, adından da anlaşılacağı üzere genetik nedene bağlıdır.
DHT: "Kötü" Testosteron DHT vücuttaki pek çok erkeklik hormonundan biridir. DHT bir erkeğin yaşamının erken dönemindeki gelişim aşamalarında önemlidir; ancak, erkekler yaşlandıkça saç dökülmesinin nedeni haline gelmeye başlar. DHT saç folikülünü gözle görülebilir saç üretemeyecek şekilde küçültür.
DHT erkek tipi saç dökülmesinde önemli bir rol oynar.
DHT 'nin Olusumu
DHT'nin saç folikülüne etkisi
Erkek tipi saç dökülmesi DHT (dihidrotestosteron)'un kıl foliküllerine olan aktivitesinden kaynaklanmaktadır. İnsan saçı normalde büyüme, dökülme ve yeniden büyümeyi içeren bir döngüyü izler. Ancak artmış DHT düzeylerinin büyüme evresinin kısalmasına ve saçın dökülmesi için gereken sürenin kısalmasına katkıda bulunduğu düşünülmektedir, . Bu durum saçların cılızlaşmalarına yol açar. DHT'nin katkısının olduğu durumlar;
Saçın büyüme evresinin kısalması
Saç foliküllerinin ilerleyen minyatürizasyanu
Terminal saç sayısında azalma
DHT'yi Baskılamak Artık MümkünDHT miktarı azaltılarak erkek tipi saç dökülmesinin önlenebildiği ve bazı erkeklerde saçın tekrar büyüyebileceği yapılan araştırmalarla gösterilmiştir. Bu bulguların sonucunda, bilim adamları yeni bir tedavi geliştirmişlerdir. Bugün erkek tipi saç dökülmesinin tedavisi için daha önce hiç olmadığı kadar çok seçenek vardır.
DHT 'nin Baskılanması
Finasterid'in Saç Folikülüne Etkisi

Saç dökülmesinin tıbbi sınıflandırılması

Saç dökülmesinin tıbbi sınıflandırılması
Nedbe dokusu bırakmayan saç dökülmesi
Primer (birincil) deri hastalıkları
1. Telojen effluvium
2. Androgenic alopecia
3. Alopecia Areata
4. Tinea Capitis
5. Travmatik Alopesi
İlaçlar
1. Antimitotikler
2. Heparin
3. Carbimazolene
4. Isotretionin
5. Beta blokerlar
6. Amfetaminler
7. Warfarin
8. Propylthiouvacil
9. Vitamin A
10. Etretinate
11. Levodepo
12. Talyum
Sistemik Hastalıklar
1. Lupus Erythematosus
2. Sekender sifiliz
3. Hypotiroidi
4. Hipertiroidi
5. Protein, demir, biotin, çinko eksiklikleri
6. AIDS
Nedbe dokusu bırakan saç dökülmesi
Primer (birincil) deri hastalıkları
Cutenous Lupus
Lichen Planus
Folliculitis
Folliculitis Decalvans
Pseudo pelade
Linear Scleroderma
Sistemik Hastalıklar
Lupus Erythematosus
Sarkoidosis
Cutanous metastas

Saç Dökülmesinin Sebepleri

SAÇ DÖKÜLMESİNİN SEBEPLERİ
Olağan Saç Dökülmesi:
Genellikle geri dönüşümlü olan bu saç dökülmesi yeni doğan ‘ bebeklerde görülen ani saç dökülmesi yada kadınlarda doğum sonrası görülen yaygın saç dökülmesini tanımlar. Ömrünü tamamlamış saç kendiliğinden veya dış etkilerle (tarama, şampuanla yıkama, fırçalama, saça şekil verme çalışmaları) dökülür. Bunun yerine yeni saç çıkar. Günde ortalama 100 adet saç dökülür.
Anagen Effluvium :
Radyasyona veya bazı kimyasal maddelere maruz kalındıktan sonra görülen ani saç kaybıdır. Bu tip saç dökülmesi en çok kanser nedeniyle kemoterapi ve radyoterapi uygulanan hastalarda görülür. lşleme maruz kalınmasını takiben 1-3 hafta içinde ani saç kaybı meydana gelir. Kemoterapiye bağlı saç dökülmeleri genellikle geri dönüşümlü iken radyoterapinin neden olduğu dökülmelerde geri dönüş imkansız gibidir.
Telogen Effluvium :
Sağlıklı bir kişide saçların %85-90’ı anagen fazda iken %10-15’i dinlenme fazındadır (telogen faz). Yani saçlarımızın bir kısmı dökülürken bir kısmı yenilenir. Bu olağan saç siklusu esnasında günde ortalama 50-1 00 saç teli normal olarak dökülür. Bazen dış etkenlere bağlı olarak dinlenme fazına giren saç oranı artar. Böylece telogen effluvium olarak adlandırılan ve uzun bir süre boyunca saçın yaygın bir şekilde incelip döküldüğü dönem başlar. Telogen effluviumun nedenleri kısaca şu şekilde sınıflandırılabilir:
a) Tiroid anormallikleri: Hipo veya hipertroidizm b) Proteinden yoksun ağır diyetlerc) Fiziksel veya duygusal stres d) Geçirilen büyük ameliyatlare) Demir eksikliği anemisi f) Menapozg) Bazı ilaçlar: Heparin, beta blokerlar, vitamin A, warfarin, doğum kontrol hapları....
Bazı araştırmalar ise saç siklusunun farklı fazlarında gelişen değişiklikler temelinde tanımlama yapmıştır.
1. Erken anajen terk. Normal anajen faz 2.7 yıl sürer. Bu tip saç dökülmelerinde ise saç folikülleri bu süreyi doldurmadan telojen faza girer. İlaç alımında, yüksek ateş esnasında oluşan saç dökülmeleri bu tiptir. 2. Gecikmiş anajen terk. Burada anajen faz uzun sürer. Normalde belli bir sayıda saç folikülü anajen fazdan telojen faza geçmesi gerekiyorken, bu işlem gerçekleşmez ve neden ortadan kalkınca normalden çok fazla saç kökü telojene geçer (Birikmiş anajen fazdaki saç folikülü nedeniyle) ve bir anda çok miktarda saç dökülür. Gebelik sonrası saç dökülmesi bu tiptir. 3. Kısa anajen. Bazı vakalarda anajen faz kısa sürer bu da anajen/telojen oranını yükseltir. Bir anda dökülen saç sayısı artar. 4. Erken telojen terk. 5. Gecikmiş telojen terk. Mevsimsel saç dökülmesi bu yolla olmaktadır. Telojen effluvium daha sıklıkla kadınlarda görülür. Akut telojen effluvium 2-6 ay sürer ve tam iyileşir.
Trikotillomani (Saç yolma takıntısı):
Psikolojik kökenli olan bu rahatsızlıkta kişi kendi saçını yolma eğilimindedir. Tipik olarak saç yamalar halinde görünmektedir. Kalıcı saçsız alanlara neden olan bu durumda mutlaka psikoterapiye ihtiyaç vardır. Aksi taktirde saç ekimi sonuç vermez.
Traksiyon Alopesisi:
Saçın sıkı şekilde geriye doğru bağlanması sonucunda kıl foliküllerinde oluşan hasara bağlı olarak ortaya çıkan kalıcı saç dökülmesidir.
Alopesi Areata:
Nedeni tam bilinmemekle birlikte otoimmün kökenli (vücudun savunma sistemi hastalığı) olduğu düşünülen bir rahatsızlıktır. Saçlı derınin herhangi bir bölümünde dairesel alanlar halinde saç dökülmeleri meydana gelir.Halk dilinde saç kıran olarak adlandırılır. Bazen de bütün kafa derisindeki saçın, hatta bütün vücuttaki kılların kaybıyla seyreder. Bunların dışında yara dokusu oluşturmayan, geri dönüşümlü, ve yaş, cinsiyet ve ırk tercihi olmayan bir hastalık olarak tanımlanır. Çocuk ve erişkin her yaşta görülebilir.
Diffüz alopesi :
Diffüz alopesi, bütün kafa derisi üzerinde yayılan jeneralize veya global saç dökülmesidir. Ciddi boyutlarda saç kaybı olana kadar genellikle farkedilmez. Diffüz alopesinin gidişatı değişkendir ve nedene bağlı olarak devamlı veya dönem dönem artan şekilde olmaktadır.
Sikatrisiyel alopesi :
Sikatsiriyel alopesi saç foliküllerinin kalıcı yıkımından ve fibrozisinden (yara dokusu oluşumu) kaynaklanmaktadır. Genellikle dairesel şekilde oluşurken, yaygın bir şekilde de olabilir.
Herediter ve konjenital alopesi :
Bu tip saç dökülmeleri çeşitli kalıtımsal hastalıklardan veya gebelik ve doğuma bağlı hastalık veya komplikasyonlardan kaynaklanmaktadır. saç dökülmesinin genetik nedenlerini, genetik yatkınlık zemininde başka nedenlerin eklenmesiyle oluşan bir durum mu yoksa tamamen genetik dışı başka nedenlerle mi geliştiği konusu son derece önemlidir. Zira tamamen genetik nedenli bir saç dökülmesinin tedavisi farklı olacak, salgı sistemine bağlı bir nedenle oluşan saç dökülmesi tedavisi farklı olacaktır. Anemiye veya salgı sistemine bağlı bir hastalığa veya ağır geçirilmiş ateşli hastalığa bağlı saç dökülmesinin tedavi yaklaşımı ayrı ayrı olacaktır. Androgenetik Alopesi (erkeksi saç dökülmesi) cinsiyetten etkilenen Otosomal dominant bir durumdur. Erkekler hastalık genini sadece tek ebeveynlerinden de alsalar hastalığı gösterirler, ancak kadınlar androjen hormonları erkeklerden daha az olduğundan heterozigot durumunda hastalığı göstermezler. Kadınlar ancak homozigot olurlarsa (her iki ebeveynden de geni alırlarsa) hastalığı gösterirler.
Androjenik Saç Dökülmesi:
Androgenetik alopesi erkeklik hormonuna bağlı genetik saç dökülmesi olarak ta adlandırılmaktadır. Bu sex hormonuna bağlı genetik durum sadece erkeklerin değil kadınlarında en sık saç dökülmesi nedenleri arasındadır.Onlu yaşların ortalarından itibaren, testesteronun DHT’a dönüşümü ile başlar. Miniatürizasyon ile başlayan süreç saç foliküllerinin dökülmesi ve kellikle sonuçlanır. Androgenetik saç dökülmesi genetik olarak meyilli saç folikülleri üzerinde sex hormon etkileri sonucu meydana gelir.
Saç dökülmesi birbirinden bağımsız 3 ayrı etki ile oluşur. Aşağıda bu etkileri ayrı ayrı inceleyeceğiz.
Genler:
Spesifik genlerin varlığı olmadan yaygın kellik gerçekleşmez.Bu genler anne ya da babadan geçebilir.
Hormonlar:
Tüm normal erkek ve kadınlar erkeklik hormonu üretirler.Bunlar daha sık olarak Testesteron, androstenodione ve Dihidrostestesterondur. Erkeklerde testis ve adrenaller, kadınlar da over ve adrenal gland tarafından üretilir. Bu hormonlar her iki seks içinde önemli olup, farklı konsantrasyonda bulunur. Erkeklerde daha dominant bir role sahip olup cinsiyet farklılaşmasından sorumludur.Testesteron 5-alfa-redüktaz isimli enzim aracılığı ile Dihidrotestesterona(DHT) dönüştürülür. DHT, genetik olarak yatkın kişilerde belli bir zaman sonra androgenetik saç dökülmesinin kadın veya erkek paterninin oluşumundan sorumludur.İşte kafamızın arka ve yan bölümlerinde yerleşmiş olan saç köklerimizin bu hormondan etkilenen reseptörleri (algılayıcıları) içermemesi estetik cerrahi saç ekiminin gelişmesinin temelini oluşturmaktadır. Genetik olarak saç azalmasına meyilli insanlar için saç ekimi sevindirici bir durum oluşturur.
Yaş:
Saç dökülmesinin kesin bir başlama yaşı yoktur. Bu basit, fakat göz ardı edilmemesi gereken bir süreçtir. Yavaş yada hızlı olabilir. Onlu yaşlarda başlayabildiği gibi hayatın sonunda da başlayabilir. Belli bir hızla ilerleyebilen ya da bir miktar stabilize olup tekrar hızlanabilen dinamik bir süreçtir. Görüldüğü gibi genler ve hormonlar tek başına yeterli değildir.
Yaşlanan organizmanın dayanıklılığı azalır. Saç da bir organizma parçası olduğundan, geçen yıllar saçların da dayanıklılıgını azaltır. Genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde geçen zaman içerisinde saç dökülmesi oranı artar. Kelleşme ile erkeklik hormonu arasında bir ilişki vardır. Androgen hormonu erkeklik hormonudur. Bir androgen hormonu olan testeron Alfa-5 redüktaz isimli enzim tarafından dihidrotestosterona (DHT) dönüştürülür. DHT de saç kökleri üzerindeki reseptörlere baglanarak etkisini gösterir. Alfa-5 redüktaz enzim eksikliği olan erkeklerde saç dökülmesi oluşmaz. DHT genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde anagen faz süresini kısaltır. Bu durum her saç yaşam döngüsünde anajen fazın daha da kısalmasına yol açar. Bu saçın maulaşabileceği maksimum saç uzunluğunun azalması ve saçların genel görünümünde anagen fazında olan saçların göreceli olarak azalması demektir. Katajen ve telojen faz (ara faz ve dinlenme fazı) saçın dökülmesi ile sonlanır. Bu fazlarda süre olarak değişiklik olmaz. Ancak anajen faz kısaldığında herhangi bir anda tüm saç kütlelerindeki oranlar göreceli olarak artmış olur. Bu da orantısal olarak daha fazla saçın dökülmesi demektir. Anajen fazda normalde iki tip saç üretilir: 1. Terminal(kalın ve renkli)saçlar 2. Vellus (ince ve renksiz) saçlar. Bilindiği gibi vellus saçlar daha çabuk dökülen saçlardır. Yine Androgenetik Alopesi kişilerde hormonların ve genlerin etkisiyle terminal saç köklerinde gittikçe hızlanan bir biçimde küçülme (minyatürizasyon) oluşur. Bunun sonucu terminal saçlar vellus saçlara benzemeye başlar. Minyatürize olmuş köklerde zayıf, ince ve renksiz (vellus) saçlar üremeye başlar. Küçülmeye devam eden kökler bir süre sonra mikroskopla incelendiğinde hücre kılıfının bir kalıntısı haline döndüğü görülür ve saç kökü böylelikle yok olur. Hem erkekler hem de kadınlar androjen hormonu taşırlar. Herkeste bu hormonlar olduğuna göre niçin herkesin saçının dökülmediği sorulabilir. Burada genetik taşıyıcılık olması yanında aşağıda belirtilen hususlar da önemlidir:
1. Androgenetik Alopesi olanların saçındaki androjen reseptörlerinin sayısı fazladır. Hormon normal düzeyde olsa onu bağlayan reseptör çok olduğundan hormonun saç üzerine etkisi çok olmaktadır.
2. Androgenetik Alopesili kişilerin reseptörleri daha hasastır.
3. Androgenetik Alopesili vakalarının Alfa-5 redüktaz enzimi aktivitesi daha fazladır.
Stres ve Saç Dökülmesi :
Deri hastalıkları ile stres ve ruhsal olaylar arsındaki ilişki öteden beri bilinir. Kişi psikolojik sıkıntılarını kişisel yada ailsel sorunlarını bir dermatolojik problem halinde yansıtabilmektedir. Ayrıca kendiliğinden oluşmuş bir deri problemi (saç dökülmesi) kişide vücut imajını zedeleyecek bireysel, psikolojik bozukluklara ve hatta psikososyal olumsuzluklara yol açabilmektedir. Kısaca anlatılmak istenirse, saç dökülmesi ve stres arasında iki çeşit ilişki söz konusudur:
1. Birinci ilişki nörotik bir ruhsal yapının desteklediği görünürde organik bir neden olmaksızın, stresin körüklediği saç dökülmeleri oluşabilir.
2. İkinci ilişki ise saç dökülmesi sonucu oluşan görünüme karşı kişinin geliştirdiği psikolojik reaksiyonlardır.
Stres zemininde gelişen saç dökülmelerine ilişkin çeşitli önlemler çok eski tarihe dayanır. Tıp literatürü ani, ciddi stres sonucu ortaya çıkan dramatik saç kayıpları örnekleri ile doludur. Sevilen birinin ölümü, sevgiliden ayrılık, iş kaybı,? gibi akut, ciddi stres halleri çarpıcı, hızlı, şiddetli saç dökülmelerine yol açabilir ve bu duruma stresle tetiklenen telojen effluvium denir. Kronik, sinsi, yavaş gidişli saç dökülmelerinde, dış etkilerin yanında psikonevrozlar ve kronik anksiyete de etkilidir. Burada saç köklerinin anajen evreden telojen evreye prematür presipitasyonu yoluyla strese yanıt oluştuğu düşünülmektedir. Alopesi areata (Saç Kıran): Madeni para büyüklüğünde, yani 2-2,5 cm çapında dairesel ? oluşan saç dökülmesidir. Her iki cinste oluşabilir. Çoğu vaka kendiliğinden geçer. Bu hastalığın ortaya çıkışında psikososyal streslerin etkili olduğu gösterilmiştir. Özellikle çocuk hastalarda yapılan incelemeler saç dökülmesi öncesi dönemde çocukların negatif yaşam olaylarıyla karşı karşıya kaldıkları tespit edilmiştir. Psikolojik stres sonrası olan saç dökülmelerinin altında yatan esas olay psiko-nöroendokrin sistem ile immun sistem arasındaki karmaşık etkileşmedir. Yani immun sistem psikolojik olayların etkisiyle harekete geçer ve sonuçta saç dökülmesi meydana gelir. Stres ile saç dökülmesi arasındaki ikinci ilişki saç dökülmesinin yarattığı psikolojik sorunlar (stres)dır. Saçı dökülen insanlarda yapılan çeşitli psikolojik ölçümler benlik duygusu, vücut imajı, öz saygı, kendine güven gibi duyguları etkilediği ortaya çıkmıştır. Saç dökülmesi yaşayan kadın ve erkeklerde yapılan çalışmalarda erkeklerde saç kaybının artmasıyla depresyon, içe dönüklük, aşırı sinirlilik, özbenlik duygusunda azalma gibi olumsuz sonuçlar çıkarken, kadınların da günlük yaşamlarını negatif etkilediği ve sosyal problemler yaşadıkları görülmüştür. Erkeklerin aktif olarak bu durumla başa çıkabildikleri ancak kadınlarda saça cinsel kimlik, seksüalite, çekicilik gibi kültürel ve kişisel özel anlamlar verildiğinden başa çıkmaları daha zor olmaktadır. Bu tip kişiler toplum içersinde daha gergin, utangaç davranmakta, boyunlarını daha dik tutmakta (boyun ağrısına yol açan), sık sık saçını yıkamak, kurutmak gibi yöntemlere başvurmaktadırlar. Sonuç olarak stresli, gergin, psikolojik problemleri olan bireyler olmaktadırlar. Tedavi konseptinde bu durum dikkate alınmalıdır. Tedavide bilgilendirme, empatik dinleme ve davranışları iyileştirme gibi psikosoyal destek gerekirse ilaç tedavisi uygulanabilir.
Kozmetik Uygulamaların Ortaya Çıkardığı Saç Problemleri :
Uzun yıllardır temel amaç olarak saçı düzenli tutmak ve görünümünü güzelleştirmek için değişik yöntemler uygulanagelmektedir. Bunlar kimyasal maddeler, kozmetik ürünler vs. dir. Ancak bu maddeler ve yöntemler saç ve saçlı deri için fiziksel bir travma nedeni olur ve bazen istenilmeyen yada kalıcı olabilen değişikliğe yol açar. Uygulamaların yalnış yapılması, kimyasal maddelerin içindeki etken maddeler ve uygulama yapılan saçın kalitesi bu olumsuz değişmelere katkıda bulunur. Yapılan kozmetik uygulamalar: 1. Saçı temizlemek için kullanılan şampuanlar: Piyasada var olan bir çok şampuan türü farklı şekillerde formüle edilir ve ticari olarak normal, kuru, yağlı, harap olmuş saçlar ve boyalı saçlar için formüle edilmiş olarak satılırlar. Yağlı saçlar için kullanılan şampuanlar eğer günlük olarak kullanılırsa saçta kurumaya yol açarlar. Yine şampuanlar içindeki maddelere karşı irriten veya allerjik dermatitlerin gelişmesi mümkündür. 2. Saç Boyaları: Tedrici renklendirme yapan saç boyalarının kontak dermatit yapma özelliği azdır ancak sert, kırılgan, cansız saça neden olduklarından zararlı olabilirler. Ayrıca saçta kalan metal artıkları kalıcı boya ve perma solüsyonunun uygulamasını zorlaştırır. Böyle bir uygulamada yapılırsa saçın kırılmasına neden olur. Yarı kalıcı boyaların saç şaftında oluşturdukları hasar azdır ancak içerdikleri boya nedeniyle kontak allerjik dermatit yapabilirler. Kalıcı boya uygulamalrı iki türlü olabilir. Daha koyu bir renk isteniyorsa tek bir işlem yapılır. Ancak daha açık renge boyama isteniyorsa iki aşamalı bir süreç yaşanır. Önce mevcut saçın soldurulması gereklidir. Soldurma işlemi için hidrojen peroksit yada amonyak kullanılır. Bu esnada saç kırılgan, kırışmaya müsait ve cansız bir görünüm alır. Saç şaftına oldukça zarar veren bu işlem sonucunda saç gövdesinden %?.3 oranında ağırlık kaybı olur ve böylece saç zayıflar ve kırılabilir hale gelir. Saçı şekillendirmek için, saçın taranması, fırçalanması, jel, sprey, köpük sürülmesi gibi işlemler yapılmaktadır. Saçın arka bölgeye sıkı bir şekilde toplanması yada kıvırarak saçın düzleştirme çabası ile sıkça taranması travmatik alopesi denen bir durumu ortaya çıkarabilir. Yuvarlak fırça alopesisi bu tür fırçaların sık ver sert biçimde uygulanması ile ortaya çıkar. Burada mevcut bir anomali sonucu zaten kırılgan olan bir saçta kuvvetlı fırçalamalar saça zarar vererek fırça alopesisini oluştururlar. Masaj alopesisi: Saçlı deriye ilaçların masaj yoluyla uygulanması sonucu oluşur. Saçı şekillendiren sprey, jel, parlatıcı gibi maddelerin aşırı kullanımı saç şaftında şişliklere yol açan ve boncuk saç diye tanımlanan bır durum yaratabilir. Travmayla birleşince kuru, cansız ve kırılmaya müsait saçlar oluşabilmektedir. Burada özellikle polyvinylpyrrolidone, vinil asetat ve sertleştirici polymerler suçlanmaktadırlar. Tedavisi: 1. Uygun bir şampuan önerilir. Kimyasal işleme tabi olmuş saç kuru, statik elektriklenmeye daha müsaittir. Sağlıklı, düzgün görünen bir saçta nem, nemi tutan ve saçın temel yapısını oluşturan protein en üst düzeydedir be bu özellik saçın mekanik travmaya karşı koymasını sağlar. Bu tarz kimyasal travmaya uğramış saçlarda dimethicone içeren şampuanlar kullanılmalıdır. 2. Fizik yada kimyasal zarar görmüş saç süratle bu etkilerden uzaklaştırılmalı, kalıcı perma, fırçalama, tarama gibi işlemler en aza indirilmelidir. Sıkı saç tokaları ve bantları kullanılmamalı. Bigudi ve benzer şeylerle yatmamalı, saçlar taranırken künt uçlu ve çok sert olmayan fırçalar kullanılmamalıdır. Saçlar mümkün olduğunca kısa ve düz tutulmalıdır.
İlaçlara Bağlı Saç Dökülmeleri :
Pek çok ilaç saç büyümesi üzerine baskılayıcı tarzda etki yapabilir. Saç folikülleri yüksek oranda kan alan bölgelerdir. Vücuda giren herhangi bir ilaç kan yoluyla saç köküne gelir. Eğer ilaç uzun süre alınır ve yoğun bir biçimde saç köküne gelirse tüm saçlar dökülebilir(diffuz alopesi). 1. Kanser ilaçları, 2. Yanlışlıkla yada intihar amacıyla alınan talyum, 3. A vitamini fazla alınımı, 4. Sentetik ağızdan alınan retinoidler, 5. Heparin, 6. Flucunazole, 7. Doğum kontrol hapları en sık saç dökülmesi yapan ilaçlardır. A. Androjenler 1. Danozol B. Antifungaller 1. Flukonazol 2. Itrakonazol C. Antihipertansifler 1. ACE inhibitörleri 2. potasyum tiosiyanad D. Antiinflamatuarlar 1. Proksikam 2. tenoksikam 3. ibuprofen 4. naproksen E. Antikoagülanlar 1. Kumarin 2. heparin 3. heparinoidler F. Antikolesterolemikler 1. Klobifrat 2. gemfibrozil G. Antikonvülzanlar 1. Dilantin 2. karbamezapin 3. valporik asit 4. trimetadion H. Antineoplazikler 1. Altretamin 2. amsakrin 3. bleomisin 4. karboplatin 5. siklofosfamid 6. sisplatin 7. sitoksan 8. sitarabin 9. daktinomisin 10. daunorubisin 11. dakarbazin 12. doksetaksel 13. etoposid 14. gemsitabin 15. gahapentin I. Antitrioid ajanlar 1. Tiourasil 2. karbimazol 3. tiosiyanat 4. iodin J. Antülserler 1. Simetidin 2. ranitidin 3. famodin 4. omeprazol K. Antiviraller 1. Lamivudin 2. zidovudin L. ß-blokerler 1. Propranolol 2. atenolol 3. metapronol 4. limolol M. Psikotroplar 1. Amfetamin 2. antidepresanlar 3. diksirazin 4. lityum 5. tranilsiprimin 6. flurobutirofenon N. Retinoidler 1. İzotretionin 2. etretinat 3. asitretin O. Diğer 1. Talyum 2. bizmut 3. boratlar 4. bromokriptin 5. gentamisin 6. kolşisin 7. levo dopa 8. minoksidil 9. iv immünglobulin 10. oral kontraseptifler .Diffüz alopesi yapan ilaçlar İlaçlara bağlı saç dökülmeleri genellikle geri dönüşümlüdür.